Bu yıl 16 milyon turist bekleyen ve birinci 6 ayda 6 milyon sayısına dayanan Antalya’da kültür cinsleri en kıymetli gelir kaynaklarından biri oldu. Turist başına 200 TL ile bir günlük keyifli bir seyahate çıkan turistler, çilek tarlalarında kolundan çilek yiyerek çeşit rehberleri eşliğinde tarihi yerleri geziyor, hafriyat alanlarını keşfediyor ve Kral Koyu’nun eşsiz hoşluğu eşliğinde deniz keyfi yapıyorlar.
Alanya’dan 60 kişilik kafile halinde Gazipaşa’ya gelen turistlerin birinci durağı çilek bahçesi oluyor. Çilek bahçesinde kendi elleriyle çilek toplayan turistler, çileklerin tadına bayılıyor. Litvanya’da yedikleri çileklere benzemediğini belirten turistler, ”Bu çilekler çok hoş kokuyor ve lezzetli. Mükemmel” diye konuştu.
Çilek tarlasının akabinde Güney mahallesinde bulunan Antiocheia İsim Cragum antik kentine geçen turistler burada yapılan hafriyat çalışmalarını inceleyip, arkeologlardan bilgi alıyor.
Buradan Güney Kalesi eteklerinde bulunan Delik Deniz olarak bilinen Kral Koyuna geçen turistler, buradaki tabiat mükemmeli karşısında mest oluyor. Akdeniz’in tertemiz turkuaz suyunda serinleyen turistler, kendilerine ikram edilen karpuzun da tadını çıkarıyor.Turistler tüm gün için ulaşım dahil kişi başı 200 TL ödüyorlar.
Kral Koyuna bayılan Litvanyalı Ugne Kemzüraıte, “Bizim memleketimizde bu türlü yerler yok. Deniz çok hoş, ortam çok hoş, sessiz sakin bir ortamda tatilimizi geçiriyoruz” diyerek memnuniyetini lisana getirdi.
Daestina Hackevicıute da daha evvel bu türlü bir yer görmediğini söyleyerek, “Burası kusursuz bir yer, daha evvel bu türlü bir yer görmemiştim. Çilekleri de harika” dedi.
Tur şirketi sahibi Mustafa Erkut ise Gazipaşa’ya getirdikleri turist sayısının her geçen gün arttığını söyledi. 2004 yılında 800 şahısla başladıkları tıpta bu yıl 7 bin bireye ulaşmayı hedeflediklerini belirten Erkut, “Turumuz Alanya’dan başlıyor. Çilek tarlasında çilek topluyoruz. Daha sonra Antiocheia İsim Cragum antik kentini ziyaret ediyoruz. Buradaki hafriyat çalışmalarını ve tahini alanları uzman rehberler eşliğinde geziyoruz. Daha sonra delik denizde yüzme molası veriyoruz. Buradan palavra dünya mağarasına gideceğiz. Çalıştığımız ülke Litvanya. Litvanya dağları olmayan bir ülke. En yüksek dağ 280 metre. Dağları görünce mest oluyorlar. Burada onları en çok etkileyen şey suyun berraklığı. Ortamın sakin oluşu fazla insan olmayışı en fazla mutlu olan tarafı” diye konuştu.
Erkut yerli halkın Kral Koyuna geldikten sonra çöplerini buraya bırakmasından şikayetçi oldu. Yetkililere davette bulunan Erkut, bölgede en az haftada bir gün paklık yapılmasını ve bölgeye çöp konteyneri konmasını istedi.
Kral Koyundan sonra 5 bin yıllık Palavra Dünya Mağarasını gezen turistler, burada gördükleri karşısında da hayranlıklarını gizleyemedi. Tıp sahibi Mustafa Erkut, burada turistlere İslamiyeti anlattı. Cinsin bitmesiyle kafile Alanya’ya yanlışsız yola çıktı.