TÜRKİYE’de 8 ay sonra sona eren ÖTV teşvikleri, tabana vuran araba satışları tartışılırken, dünyada ise otomotiv bölümünün yüklü gündemi elektrikli yeni kuşak arabalar ve altyapı yatırımları. 2019 yılında tüm dünyada 100’e yakın elektrikli araba yollardaki yerini alırken, 2020’de yani önümüzdeki yıl bu sayı 200’e, 2025’te ise 500 adede ulaşacak. Bir aksilik olmazsa 5 babayiğit tarafından çalışmalarına başlanan Türkiye’nin birinci yerli ve ulusal elektrikli arabası de bu araçlardan biri olacak. Lakin dünya devi markalar bir taraftan elektrik teknolojilerine baş yorarken öbür taraftan ise bu araçların yaygın olarak kullanılabilmesi için altyapı yatırımlarını artırmış durumda.
Bu doğrultuda geçen hafta Almanya’nın Stuttgart kentinde Mercedes’in Avrupa’da yıl sonuna hakikat satışa sunacağı birinci elektrikli araba olan EQC’yi deneme imkanı buldum. Otomotiv dalının yakından tanıdığı Saffet Üçüncü ile birlikte denediğimiz ve açıkçası bizi hayran bırakan EQC testinden sonra bir sefer daha anladım ki, biz artık günlük tartışmaları bir tarafa bırakıp geleceğe ait yatırımlarımızı hızlandırmamız gerekiyor. Zira gelişmiş ülkeler elektrik çağına her açıdan çok sıkı hazırlanıyor, hatta ‘hazırlar’ bile diyebiliriz. Arabalar, yollar, elektrik altyapısı, şarj noktaları, akıllı hizmetler, navigasyon yazılımları tam manasıyla yeni çağa uygun formda hayata geçmiş yahut geçiyor.
5 DAKİKADA % 20 ŞARJ
Geçen haftaki test sonrası yalnızca şunu söylemem bile tahminen kâfi olur; EQC yani yeni jenerasyon elektrikli bu araba size navigasyon üzerinden nerede ve ne kadar müddette şarj edeceğinizden, gitmek istediğiniz noktaya kaç molayla gidebileceğinizi bile anlatıyor. Avrupa’nın bir çok noktasında makul aralıklarla kurulmuş süratli şarj noktalarından birinde durup 5 dakikada bataryaların yüzde 20’sini doldurunca içimden, “Biz bunlara ne vakit hazır olacağız” diye düşünmeden edemedim.
Çünkü çalışmaları süren süratli şarj altyapısını kurup, elektrik tarifesini ve gücünü belirlesek bile şu an Türkiye’de BTK’nın birtakım sınırlamaları nedeniyle katma kıymetli hizmetler ne yazık ki çalışmıyor. Lakin bu hizmetler o kadar değerli ki; düşünsenize aracınıza binmeden evvel cep telefonunuzdan şarj ölçüsünü görüp, en yakın şarj istasyonlarını bulup, gerekirse rezervasyon yapabiliyorsunuz. Biz ise şu an bu bahta sahip değiliz. Umarım bir an evvel vergi gündeminden çıkarak artık bizi geleceğe hazır hale getericek yeni düzenlemeleri süratli bir formda yaparız.
1 YIL SONRA TÜRKİYE’DE!
MERCEDES’in crossover SUV sınıfında yer alan birinci elektrikli arabası EQC’ye dönersem şayet öncelikli olarak bu aracın 2020 yılının ikinci yarısında Türkiye’de satışa sunulacağını aktarayım. Avrupa’da ise halihazırda satışa sunulmuş durumda. Türkiye’de fiyatının yüzde 15 ÖTV ile GLC’nin biraz üstünde olacağını düşünüyorum. Bugün 2 litre akaryakıtlı GLC’nin Türkiye fiyatları yüzde 110 ÖTV ile 520 ila 540 bin TL ortasında değişirken, yüzde 100 elektrikli EQC’nin fiyatının ise 600 bin TL civarında olmasını bekliyorum. Sonuçta Hollanda fiyatının 80 bin Euro olduğu düşünülürse bu fiyat çok mantıklı. Ancak 1 yılda Türkiye’de neler olur, elektrikli ÖTV oranları değişir yahut yeni teşvikler gelir mi bilemem. Yani önümüzde daha 1 yıldan fazla vakit var. Bu müddet zarfından Mercedes üzere bir çok yeni elektrikli arabanın de Türkiye’de satışa sunulması planlanıyor. Markalar bu mevzuda yatırımlara başladı ancak mahallî idarelerin de altyapı çalışmalarını hızlandırması gerekiyor.
FERRARİ İLE AYNI
Peki Alman Mercedes’in birinci elektrikli arabasının mevcut piyasadakilerden farkı ne? Öncelikli olarak bu araç ön ve art akstaki elektromotorlar sayesinde toplam 300 kW güç ve 760 Nm torku kullanıma sunuyor. Ayrıyeten dört tekerlekten çekişli bir aracın sürüş karakteristiğini sunabiliyor. 300 kW 408 beygir güce eşit. 760 Nm tork ise Ferrari 488 Pista ile neredeyse tıpkı. Yani inanılmaz bir tork gücünden bahsediyoruz. Aracın 0-100 km hızlanması 5 saniye civarında. Azamî suratı ise 180 km ile sonlandırılmış.
Araç son derece gelişmiş mühendislik tahlilleri sayesinde 450 km’lik bir elektrikli menzile imkân tanıyor. Birinci defa bir elektrikli arabada, resmi olarak verilen menzilin gerçekte yakalanabildiğini hatta daha fazla menzile bile ulaşıldığını deneyerek şahit oldum. Test ettiğimiz aracın gösterge panelinde menzil 275 km olarak gözüküyordu. Yani bataryalar tam dolu değildi. Test rotamız ise 2 etaptan oluşup, 160 km’nin biraz üzerindeydi. Olağanda rota sonunda 115 km menzilimizin kalması gerekirken, kalan menzil çok daha üstündeydi. Hem de bir taraftan navigasyon ve klima çalışıp öbür taraftan müzik dinlememize karşın.
KULAKÇIKLA ŞARJ
EQC’ye NEDC normuna nazaran 80 kWh kapasiteye sahip olan lityum-iyon bataryalar güç sağlıyor. Her biri farklı karakteristiklere sahip beş farklı sürüş programı ile destekliyor. Lakin benim en beğendim direksiyon simidinin gerisindeki vites değiştirme kulakçıklarını kullanarak güç geri kazanma düzeyini de yönetebilmeniz. Saffet abi (Üçüncü) bu özelliği aracı kullanırken keşfetti. Olağanda manuel vites değişimine yarayan bu kulakçıklar, EQC’de bataryayı şarj etmenizi sağlıyor. Hem de siz belirliyorsunuz. Yani yavaşlamak için sol kulakçığa basarak motor freniyle yavaşlıyor ve birebir vakitte bataryayı dolduruyorsunuz.