Türk Arap Medya Derneği ile Filistin İrtibat ve Medya Derneği’nin İstanbul’da ortaklaşa düzenlediği basın toplantısına İsmail Haniye görüntü konferansla katıldı.
“TÜRKİYE HEM HAMAS HEM DE EL-FETİH’E GEREKLİ DAYANAĞI VERDİ, VERMEYE DEVAM EDİYOR”
Türk medyasıyla buluşmasının kendisini için memnunluk verici olduğunu kaydeden Haniye, Türkiye’nin Filistin’e karşı değerli bir duruşu olduğunu söyledi. Türkiye’nin son 10 yıl içinde üç boyutta Filistin’e yardım etmeye çalıştığını belirten İsmail Haniye, “Birincisi siyasi boyut. Filistin davasını her vakit memleketler arası platformlarda lisana getirerek, kucaklayıcı rol oynadılar. İşgale karşı durdu ve Kudüs’teki üzücü olaylara reaksiyon gösterdi. BM’deki Erdoğan’ın konuşmaları unutulmaz konuşmalardır. Bilhassa Davos’taki unutulmaz duruşu, bütün özgür beşerler ismine bir duruşu olmuştur. Şimon Peres’e karşı suçlamaları olmuş ve cürümleri hatırlatmıştır. İkincisi, insani ekonomik boyut. Türkiye hem kamu hem de STK’larla daima yardımda bulundu. Hem Gazze hem de Batı Şeria’ya yardımlar oldu. Üçüncü boyut ise Türk halkının adanmışlık ve fedakarlık doruğu diyebileceğimiz Gazze ablukasını kırmak için protesto mahiyetinde olan Mavi Marmara ile yola çıkan ve kanını vererek Filistin problemini dünya kamuoyuna taşıması. Tek maksatları ablukayı kırmaktı. Bu üç boyutun geçtiğimiz 10 yıl içerisinde Türkiye’nin Filistin problemine olan durumu özetlemiştir. Türkiye, hem Hamas hem de El-Fetih’e gerekli dayanağı verdi ve vermeye devam ediyor. Filistinli tüm kümelere takviye verdi” diye konuştu.
“İsrail işgal hükümeti, hiçbir vakit iki devletli bir tahlile yanaşmamıştır” diyen Haniye, “Geçtiğimiz 10 yıl içerisinde bölgemizde istisnai bir vakit yaşadık. Bu bölge artık daha rahat işgal edilebilir bir pozisyona sokulmuştur. ABD tarihinin en çok sağ hükümetini görmekteyiz. Kudüs’e büyükelçiliğini taşıması, Golan doruklarını İsrail’e vermesi ve yıkım hareketinin desteklenmesini gördük bu vakit zarfında” dedi.
“YÜZYILIN MUAHEDESİ OLARAK NİTELENEN ŞEYİ TANIMAYACAĞIMIZI İLAN EDİYORUZ”
ABD’nin İsrail-Filistin probleminin tahlili konusunda hazırladığı ve ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak belirtilen plan hakkında da ise Haniye, başta ABD ve kimi batı ülkelerinin İran’a yönelik uyguladığı ambargo, S400, F-35 kriziyle Türkiye’ye ve bölgedeki öteki ülkelere yapılan baskılar ‘Yüzyılın Mutabakatı’yla ilişkili olduğunu kaydetti.
Filistin stratejisinin geliştirilmesinin birinci öncelikleri olduğunu vurgulayan İsmail Haniye, “Asrın muahedesi diye anlatılan şeyi tanımadığımızı bir kere daha tabir etmek istiyorum. Bunun bozulması için tüm girişmeleri deneyeceğiz. Başşehri Kudüs olan Filistin devleti tanınmadığı sürece hiçbir muahedeyi tanımıyor ve kabul etmiyoruz. Biz Hamas olarak ‘Yüzyılın Anlaşması’ olarak nitelenen şeyi tanımayacağımızı ilan ediyoruz. Filistin birliğini oluşturacak bir Mısır inisiyatifi var. Filistin iç barışıyla ilgili Erdoğan bizi çağırdığına onunla çalışabileceğimizi söyledik. Burada tekrar deklare ediyorum, Filistin birliği için çalışacağız. Bizim merkezimiz Kudüs’tür. Orada Hristiyan ve İslam mukaddesatını koruyacağız. Kudüs’ün İsrail’in başşehri olarak kabul etmiyoruz. ABD’nin büyükelçiliğini oraya taşımasını kabul etmiyoruz. Kudüs’un bizim hakkımız olduğunu deklare etmeye geri kalmayacağız.” dedi.
Haniye öteki önceliklerini ise şöyle anlattı: “İkincisi de Filistinli mültecilerin dönüş hakkı garanti altına alınması lazım. Üçüncüsü, kamplarda yaşayan Filistinli kardeşlerimiz için elimizden geleceğini yapacağız. Dördüncü önceliğimiz, Filistin’in direniş hareketi desteklenmesi gerektiğini ve ilerletilmesi gerektiğini düşünüyoruz. İstet siyasi, ister diplomasi, ister silahlı ve tüm direniş teknikleriyle. Öbür bir öncelikte, Filistin’in bütün Müslümanların ve vicdan sahibi tüm dünyanın davası olduğunu düşünüyoruz. Davamızı anlatarak ve irtibat halinde kalarak davamızı yeterli anlatmak istiyoruz. Beşinci ve son önceliğimiz ise milletlerarası toplumun tüm bileşenlerine açılmak ve onlardan dayanak istemek.”
“DİRENİŞİMİZ SAVUNMA POZİSYONUNDADIR”
Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Haniye, “İsrail’e karşı misilleme gücünüz var mı?” sorusunu “Direnişimiz savunma durumdadır. İsrail işgaline karşı kendi imkanlarımızla ayakta kalmaya çalışıyoruz. Altyapımız çok makus, bunu düzeltecek imkanımız yok. İnsani bir kriz yaşıyoruz. Her vakit tüm mutabakatlara uyduk. Tüm saldırlar İsrail tarafından yapılmıştır” diye yanıt verdi.
Suriye ile tekrar alakaları onarma uğraşının olup olmadığı sorusunu ise İsmail Haniye, “Hamas ve Esad ortasındaki ilgi, güçlü ve stratejik bir bağdı. Hamas, Suriye tarafından kucaklanan bir hareketti. Olaylar başladığında Hamas siyasi kanadı orada olayların büyümemesi için inisiyatif geliştirmiştir. Bu inisiyatifimiz karşılık bulmayınca Hamas siyasi kanadı olarak Şam’dan çıktık. Komşu ülkelerin içişlerine karışmamak için çıktık. Suriye’yi bölgede yükü olan bir ülke olarak görüyoruz. Filistin davasıyla da tarihi bağları var. Şam’dan çıkmamız hakikat bir karardı, oraya dönmemiz de yanlışsız bir karar olacaktır. Kararları şura ile alıyoruz. Bütün isteğimiz Suriye’nin istikrarına ve Filistin davasına yönelik tarihi rolüne kavuşması. Yermuk kampındaki Filistinlilerin de maksat alınmamasını istiyoruz.” diye yanıtladı.