İran İktisat ve Maliye Bakanı Ferhad Dejpesend, İran Meclisi Haber Ajansına (ICANA) yaptığı açıklamada, ihracattan kazanılan 30 milyar doların hala ülkeye geri getirilmediğini tabir etti.
Dejpesend, 30 milyar doların ülkeye getirilmesiyle ilgili olarak iş adamlarıyla toplantı yaptıklarını ve ihracatçılardan dövizi ülkenin iktisadına kazandırmalarını rica ettiklerini söyledi.
İhracat gelirini ülkeye getirmeme noktasında ısrar eden iş adamlarının isimlerinin ellerinde bulunduğuna işaret eden Dejpesend, bunların Merkez Bankası tarafından yargı erkine verileceğini ve haklarında dava açılacağını belirtti.
Dejpesend, bugünkü kaidelerde evvelki yaptırımlarda olduğu üzere dövizin ülkeye getirilmesinin kolay olmadığını ve bunun önünde pürüzler bulunduğunu aktardı.
İran Sanayi, Maden ve Ticaret Bakan Yardımcısı Hüseyin Mir Şucaiyan, geçen hafta petrol dışı 40 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını fakat bunun 30 milyarının ülkeye girmediğini söylemişti.
İran’ın ihracattan elde ettiği 40 milyar doların 30 milyarının ne nakit ne de mal olarak ülkeye girmediğini aktaran Şucaiyan, “Bazı ihracatçılar, sattıkları eserlerin parasıyla üretim için ham unsur aldıklarını sav ediyor lakin tüm bunlar ticaret kartları ve Nima Sisteminde görülüyor. Petrol dışı ihracattan elde edilen 40 milyar doların 30 milyar doları ülkeye geri dönmedi.” demişti.
İRAN’DA DÖVİZ KURU SABİTLENMİŞTİ
İran’da hükümet, geçen yıl Nevruz Bayramı tatili ve ABD’nin nükleer mutabakattan çekilmesinin akabinde dövizin yükselişini durdurmak için sabit kur rejimine geçti. Hükümet, döviz kurunu 4 bin 200 tümende sabitledi ve birinci kalem olarak belirlenen temel besin eserlerini ithal eden şirketlere dövizi bu fiyattan satıyor.
Ülkede ihracat yapan şirketlere de sattıkları eserin parasını Nima ismi verilen mali sisteme geri yatırmaları şartıyla dövizi hür piyasa fiyatının altında satıyor.
İran Cumhurbaşkanı Hasan Manevî de 8 Eylül 2018’de yaptığı açıklamada petrol dışı 40 milyar dolarlık ihracat yaptıklarını lakin bunun 20 milyar dolarının piyasaya girmediğini söylemişti. İhraç eserlerinden elde edilen geliri piyasaya sürmeyen kurumlardan kimilerinin kamu-özel teşekkülü olduğunu aktaran Manevî, bunun ‘devlete ihanet’ olduğunu ve bu bahiste ihmalkarlık yapanların evvel vazifelerinden azledileceğini ve haklarında dava açılacağını bildirmişti.