Neslihan Atagül, Marie Claire mecmuası için Heybeliada’da objektif karşısına geçti. Dergiye röportaj da veren oyuncu, “Bu kadar popülerliğe karşın çok ulaşılabilir bir halin var. Kendini olduğun üzere ortaya koyabiliyorsun; yani pek politik değilsin. O denli değil mi?” sorusunu şöyle yanıtladı: “Politik olmaktan hoşlanmıyorum. Şöyle bir şey var; ben Bağcılar’da büyüdüm. Benim o 13 yaşındaki halim üzere bir sürü genç var. Kimse onlara inanmıyor; onlar kendilerinde inanılacak bir şeye, bir kola tutunmaya çalışıyorlar. Ben de böyleydim. Bunu ben yapabildiysem herkes yapabilir. Bu manada ortamızda bir fark yok. Bir maksat belirleyip o gaye uğruna çabalamak gerekiyor. Söylenen her şeyi duyup, sağduyuyla bir filtreden geçirip kendine materyal yapmak gerekiyor bence. Bugün dönüp gerime baktığımda; yaptığım şey o kadar da kolay değildi. O yüzden her vakit kalbimden bana fısıldayan o cılız sesi dinledim. Âlâ ki dinlemişim. Artık de o sesi dinleyin demekten vazgeçmek istemiyorum.”
BU YOLU ETRAFIMIN BANA OLAN İNANÇSIZLIĞI TETİKLEDİ
Atagül, oyuncu olmaya 8 yaşında karar verdiğini anlattı: “8 yaşındaydım oyuncu olmak istediğimi birinci kere lisana getirdiğimde. Babamla sinema izliyorduk, ona söylemiştim. Hiç unutmam, başımı okşayarak ‘Olursun kızım’ demişti. Pek de inanmamıştı bana. Sonrasında da aslında etrafımdan hissettiğim daima birebirdi. Biraz geçiştirmek, biraz da inançsızlık. Bugün meslek seçimim ve sonrasında izlediğim yolun temel tetikleyicisi, etrafımın bana olan inançsızlıklarından kaynaklanan ve pekişen kendime olan inancım diyebilirim.”
Daha çok âşık olmanın peşindeyim
Neslihan Atagül, “Bu hayatta neyin peşindesin?” sorusuna şu cevabı verdi: “Anlaşılmanın peşindeyim. Korkmamanın. Gözü pek olmanın peşindeyim aslında. İnanmanın peşindeyim. Tamamlanmanın. Kendi potansiyelimin yüzde yüzünü ortaya çıkarmanın peşindeyim ve insanların bu manada benden faydalanmasının peşindeyim. İnsanların potansiyelini çıkarmanın peşindeyim. Daha çok sevmenin, daha çok âşık olmanın. Lakin bir bayana ya da erkeğe olan aşktan bahsetmiyorum. Genel olarak aşk. Yalnızca bunların peşindeyim diyebilirim.”