1 Kasım’da vazifeye başlayacak olan Avrupa Birliği Komitesi Lideri Ursula von der Leyen, Türkiye’nin üyelik süreci konusunda izleyeceği siyasetin birinci sinyallerini verdi. Bu vazifeye gelen birinci bayan olan ve kadın-erkek istikrarının neredeyse eşit olduğu bir takım oluşturan Von der Leyen, Türkiye açısından pek de olumlu bir tablo çizmedi.
Almanya Başbakanı Angela Merkel’in çizgisine yakın olan Von der Leyen, AB’nin kurucu bedelleri olan kuralların değişmediğini, bir ülkenin üye olmak istemesi halinde tıpkı kurallara ve kaidelere uyması gerektiğini belirterek son yıllarda Türkiye’de bu tarafta bir ilerleme görmediğini kaydetti. Leyen, “Türkiye’nin, Avrupa kıymetlerine ve kurallarına, hukukun üstünlüğüne, özgürlük ve temel kıymetlere daha yakın olmak istediğini göstermesi gerekiyor” dedi.
KADIN-ERKEK DENGESİ
AB’den ayrılmaya hazırlanan İngiltere aday önermediği için 13’ü bayan, 14’ü erkek, toplam 27 üyeden oluşan yeni AB Komisyonu’nu tanıttığı toplantıda Türkiye’deki mülteciler için sağlanan 6 milyar Euro’luk kaynakla ilgili sorularla karşılaşan Leyen, belgeye şimdi hâkim olmadığı izlenimi bıraktı. Bu kaynağın nasıl harcandığı konusunda farklı görüşler olduğunu vurgulayan Von der Leyen, “Türkiye’nin verdiği sayılar Komisyon’unkilerden çok az” diye konuştu. Halbuki bu farkın temelinde Türkiye’nin yaptığı açıklamalarda ödemesi yapılan ölçüye (yaklaşık 2.4 milyar Euro), AB’nin ise tahsis edilen kaynağa (5.6 milyar Euro) odaklanması yatıyor. Von der Leyen ve grubunun misyona başlayabilmesi için Avrupa Parlamentosu’nun onayı gerekiyor. Onay sürecinin birtakım isimler için dertli geçmesi bekleniyor.
GENİŞLEMEYE MACAR KOMİSER
Ursula von der Leyen, Türkiye’yi direkt ilgilendiren genişleme evrakını eski Macaristan Adalet Bakanı Laszlo Trocsanyi’ye verdi. Ankara’nın neredeyse kara listeye aldığı mevcut Genişleme Komiseri Avusturyalı Johannes Hahn’ın bilakis, Trocsanyi’nin Türkiye konusunda şu ana kadar bariz bir olumsuz çıkışı yok. Fakat Macar siyasetçi yeni AB Komisyonu’nun en tartışmalı isimlerinden biri. Bunun nedeni ise Macaristan’ın AB yaptırım süreciyle karşı karşıya kalmasına neden olan hukukun üstünlüğü alanındaki olumsuz adımlarda rolü olması ve mültecilere karşı sonlara çit çekme üzere uygulamalara dayanak vermesi.