15 Temmuz anma aktiflikleri çerçevesinde Brüksel’deki Basın Kulübü’nde Türkiye’nin Brüksel Büyükelçiliği, Anadolu Ajansı (AA) ve Siyaset, İktisat ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) iş birliğinde, “Darbe Teşebbüsünün 3’üncü Yılında Fetullahçı Terör Örgütü’nü (FETÖ) Anlamak” bahisli panel düzenlendi.
Panelin moderatörlüğünü SETA Brüksel Koordinatörü ve Avrupa Araştırmaları Yöneticisi Enes Bayraklı üstlendi. Panelin akabinde da tıpkı yerde, AA’nın 15 Temmuz gecesi çektiği fotoğraflardan oluşan standın açılışı yapıldı.
Büyükelçi Gümrükçü, panelde yaptığı konuşmada, “Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın daveti ve tüm siyasi partilerin ortak duruşuyla, sokağa dökülen milyonlarca Türk halkı destansı biçimde darbe teşebbüsünü önledi.” sözlerini kullandı.
Gümrükçü, 30 yıldır FETÖ’cülerin başta ordu, emniyet, Adalet Bakanlığı ve Ulusal Eğitim Bakanlığı olmak üzere tüm devlet kurumlarına sızdığını hatırlatarak, “15 Temmuz darbe teşebbüsü aysbergin görünen kısmı. Altında ise karanlık aksiyonlardan oluşan bir dağ var. Bu hareketler ortasında din istismarı, zihinlerin radikalleştirilmesi, kara para aklama ve yabancı istihbarat güçlerine taşeronluk bulunuyor.” diye konuştu.
“Batı devletleri, bu örgütün (FETÖ) yalnızca Türkiye’ye değil, faaliyet gösterdiği tüm ülkelere tehdit oluşturduğunu anlamalı.” diyen Gümrükçü, FETÖ’nün karanlık hareketlerini eğitim ve sivil toplum kisvesi altında sürdürdüğüne dikkati çekti.
“Darbe demokrasiye bir saldırıydı”
Belçika’daki Gent Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Dries Lesage ise “15 Temmuz darbe teşebbüsü bir tiyatro değil gerçekti. Darbe demokrasiye bir hücumdu ve önemli bir insan hakları ihlali oluşturuyordu.” değerlendirmesinde bulundu.
Lesage, darbe teşebbüsünün gerisinde “Gülencilerin” olduğuna dair yığınla emniyetli kanıt olduğunu vurgulayarak, “Bunlar büyük ölçüde belgelendirildi fakat Batılı hükümetler tarafından göz arkası edildi.” dedi.
TEPAV Bölge Çalışmaları Program Danışmanı Prof. Dr. Hilmi Demir de terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen’in bütün bildirilerinde militarist bir öykünme bulunduğunu ve tüm örneklerinin güç odaklı olduğunu belirtti.
Demir, “FETÖ üzere kült yapılar bulundukları toplumun tüm hudut uçlarına yayılırlar. Batılı ülkeler de bu hususta çok dikkatli olmalı ve tehlikeyi görmelidirler.” ihtarında bulundu.
İstanbul Medeniyet Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Veysel Kurt da FETÖ’nün Türkiye’de açık topluma düşman, paralel bir toplum yaratma peşinde olduğunu vurgulayarak, bunun Avrupa Birliği’nin Türkiye’ye ait vizyonuna taban tabana zıt olduğunun altını çizdi.
“Avrupalı dostlarımızın şunu görmesi gerekiyor: Artık FETÖ, Türkiye’ye karşı kullanılabilecek güçlü bir aparat değildir.” sözünü kullanan Kurt, Avrupalı kimi ülkelerin Türkiye’yi karşısına almak kıymetine FETÖ’ye sahip çıkmasını anlamakta zahmet çektiğini kelamlarına ekledi.