Bakan Çavuşoğlu, Slovenya’da düzenlenen “Bled Stratejik Forumu” kapsamında Birleşmiş Milletler (BM) Genel Konseyi Lideri Maria Fernanda Espinosa, İspanya Dışişleri Bakanı Josep Borrell ve Slovenya Dışişleri Bakanı Karl Erjavec’in katıldığı “Yol Ayrımındaki Çok Taraflılık” başlıklı panelde konuştu.
Avrupa Birliği’nin (AB) Suriyelilere yardım ve tam üyelik üzere hususlarda Türkiye’ye olan taahhütlerini yerine getirmediğini hatırlatan Çavuşoğlu, milletlerarası kamuoyunun da sistemsiz göçle uğraşta sınıfta kaldığını söyledi.
Çavuşoğlu, milletlerarası toplumun, göç kaynağı ülkelerle kâfi dayanışma göstermediğini belirterek, dünyada yerinden edilmiş 70 milyon insan bulunduğunu ve bu sayının 2. Dünya Savaşı sırasında yerinden edilenlerin sayısından fazla olduğunu lisana getirdi.
“DEVLET BÜTÇESİNDEN 37 MİLYAR DOLAR HARCADIK”
Türkiye’nin göç konusunda transit bir ülke olduğuna vurgu yapan Çavuşoğlu, “Devlet bütçesinden 37 milyar dolar harcadık lakin milletlerarası toplumdan aldığımız katkı 1 milyar dolardan daha az.” dedi.
Çavuşoğlu, başta AB olmak üzere memleketler arası toplumun, göçmenlere yönelik ahenk siyasetlerinde da başarısız olduğuna dikkati çekerek, göçmenlerin kaynak ülkelere dönüşü konusunda strateji üretmekten uzak olunduğuna işaret etti.
Göç krizinin, farklı boyutları olduğunu söyleyen Çavuşoğlu, “Kısa müddet evvel Ürdün ve Lübnan’daydım. Onlar da (uluslararası toplumdan) mutlu değil. Bu yalnızca Türkiye’nin sorunu değil.” diye konuştu.
Çavuşoğlu, Türkiye’nin Rusya’dan S-400 füze savunma sistemi alımına ait, Slovakya ve Yunanistan’ın da Rusya’dan S-300 satın aldığını anımsattı.
Türkiye’nin NATO misyonlarına en ağır katkı yapan beş ülkeden biri olduğunu lisana getiren Çavuşoğlu, kurucu üyesi oldukları AB Komitesi ve Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) bünyesindeki katkılarının ehemmiyetine dikkati çekti.
“S-400 ALMAK ZORUNDAYDIK”
Çavuşoğlu, Türkiye’nin hâkim bir ülke olduğunun altını çizerek, “S-400’ü almak zorundaydık. Zira bu bizim acil gereksinimimiz. En çok gereksinimimiz olduğu devirde Hollanda, Almanya ve ABD füze bataryalarını hudutlarımızdan geri çekti. ABD’den alabiliyorsak Patriot alırız. Alamıyorsak da kendimiz üretene kadar füze savunma sistemini Rusya’dan alırız.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye’nin dünyanın değişik bölgeleriyle münasebetlerini güçlendirme konusunda adımlar attığını söyleyen Çavuşoğlu, “Türkiye’nin, Afrika, Latin Amerika ya da Asya siyasetleri, Batı siyasetlerinin alternatifi değildir.” dedi.
Çavuşoğlu, Rusya ile münasebetlerinin Batı’dan uzaklaşma manasına gelmediğini belirterek, şöyle devam etti:
“Doğal gaz gereksinimimizin yüzde 50’sini Rusya’dan karşılıyoruz lakin Almanya gereksiniminin yüzde 100’ünü Rusya’dan satın alıyor. Rusya’dan S-400 alıyoruz. Lakin mevzu Kırım’a, Gürcistan ya da Moldova’ya gelince hemfikir değiliz. Rusya ile Suriye konusunda birlikte çalışıyoruz fakat vakit zaman fikir ayrılıklarımız oluyor. Bir ülke ile ticaret yapmanız dünyanın öteki ülkeleriyle bağları kopardığınız manasına gelmez.”
Rus uçağını düşürdüklerinde NATO müttefiki mevkidaşlarının Rusya ile alakaları olağanlaştırma konusunda tavsiyelerde bulunduğunu anlatan Çavuşoğlu, “Aynı meslektaşlara NATO bakanlar toplantısında söyledim. ‘Sen, sen, sen, Rusya ile alakaları normalleştirmemiz tavsiyesi yapmamış mıydınız? O vakit artık neden bunu sorun ediyorsunuz?’ Gülmeye başladılar.” sözlerini kullandı.