Hizbullah örgütünün kurucu isimleri ortasında yer alan Tufeyli, AA muhabirine Lübnan ve bölgesel gelişmelere ait değerlendirmelerde bulundu.
İsrail-Hizbullah ortasında son periyotta patlak veren gerginliğe dair Pir Tufeyli, “Hizbullah-İsrail gerginliği, ABD-İran kapalı diyaloğunun bir kesimi.” dedi.
Washington idaresinin Hizbullah’a yönelik yaptırımlarını hatırlatan Tufeyli, ABD’nin hizmetine muhtaçlık duyduğu bir periyotta Hizbullah’ı gerçek manada amaç almayacağını söyledi. Tufeyli İsrail-Hizbullah gerginliğinin de Körfez bölgesinde ABD ile İran ortasında kapalı kapılar arkasında yürütülen diyaloğun bir kesimi olduğunu savundu.
ABD’nin, attığı adımlarla Hizbullah’ı zayıflatmadığının farkında olduğuna dikkati çeken Tufeyli, örgütün önünde çok sayıda alternatifin bulunduğunun Washington tarafından bilindiğini söyledi.
Tufeyli, “(İsrail’in) Düşmanın kuzey hudutlarını müdafaa vazifesini üstlendiği bir periyotta Hizbullah’ın zayıflatılması ne ABD ne de siyonistlerin çıkarına olacaktır.” diye konuştu.
Lübnan’ın şu anda direkt Hizbullah’ın denetimine girdiğini savunan Tufeyli, Baabda Cumhurbaşkanlığı Sarayı, Hükümet Sarayı ve Parlamento Başkanlığına gitmenin yolunun Hizbullah’ın onayından geçtiğini ileri sürdü.
Hazreti Hüseyin benzetmesine tepki
Şii alim, Cumhurbaşkanlığı, Meclis Başkanlığı ve Başbakanlık makamlarındaki yerini korumak isteyen herkesin Hizbullah’ın siyasetlerine bağlı kalması ve Tahran’ın önünde boyun eğmesi gerektiğini tez etti.
Tufeyli ayrıyeten Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah tarafından İran dini başkanı Ali Hamaney’in, Hazreti Hüseyin’e benzetilmesine de reaksiyon gösterdi.
Tufeyli, yansısını şu biçimde tabir etti:
“Bu, Lübnan’daki gafil Şiileri kandırma siyasetinin bir kesimi. Bu vaktin Hüseyin’i olan kimsenin, aç halkını baskı altında tutması, Kum ve Meşhed kentlerindeki üst seviye din adamlarına karşı berbat muamele etmesi mümkün değildir. Vaktin Hüseyin’i ayrıyeten, ABD’nin Afganistan ve Irak’taki savaşına hizmet eden asker olması, Suriye’deki Rus savaş uçaklarının gerisinde duran asker olması, Lübnan’daki savunmasız insanlara karşı zulme ortak olma ve hırsızlar ile hatalıların yanında durması ve Lübnan’ın güneyindeki düşman siyonistlere muhafaza misyonunu üstlenmesi mümkün değildir.”
Hizbullah Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, geçen hafta Aşure Günü vesilesiyle destekçilerine hitaben yaptığı konuşmada, İran’ın dini önderi Ali Hamaney’i Hazreti Muhammed’in torunu Hazreti Hüseyin’e benzettiği istikametinde sözler kullanmıştı.
“Yüzyılın Muahedesi ABD-İran müzakerelerinin temel maddesidir”
ABD idaresi tarafından Filistin’e dayatılan “Yüzyılın Anlaşması” sorununa de değinen Şii din adamı Tufeyli, “Siyonistlere ilişkin Yüzyılın Muahedesi, ABD-İran ortasındaki müzakerelerin temel unsurudur. ABD Dışişleri Bakanlığı Yakın Doğu İlgilerinden Sorumlu Müsteşarlığı David Schenker’in Lübnan’daki temaslarını da bahsi geçen müzakereler çerçevesinde ele almak gerek.” değerlendirmesinde bulundu.
Cumhurbaşkanı Avn’ın skandal ifadeleri
Lübnan Cumhurbaşkanı Mişel Avn’ın 31 Ağustos’ta Osmanlı İmparatorluğu ile ilgili kullandığı skandal açıklamaya dair de konuşan Tufeyli, “Avn’ın kullandığı skandal tabirlerin İran, Körfez’deki siyonistler ve Mısır Cumhurbaşkanı Abdulfettah es-Sisi’yi mutlu etme hedefi taşıdığını” savundu.
Şeyh Tufeyli, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“Lübnan’da Cumhurbaşkanı’nın, Haçlıların bölgeye yönelik hücumlarının sonuçlarını desteklemesi; Haçlı askerlerinin kültüründen bir kesim olmasının yanı sıra halihazırda asil İslami kimliğe bağlı, halkları savunan, Müslümanları bir ortaya getirerek tekrar kalkınmalarını sağlama davetinde bulunan Türkiye’ye karşı akının bir modülüdür.”
“Hizbullah’ın Suriye’deki varlığı mezhep çatışmasını körüklüyor”
Hizbullah’ın Suriye’deki iç savaşta Beşşar Esed rejimi saflarında yer almasına şiddetle karşı çıkan Şii alim Tufeyli, bu durumun bölgede mezhep çatışmasını beslediğine dikkati çekti.
Tufeyli, Hizbullah’ın, İran’ın istekleri doğrultusunda Suriye’de savaşmasının Şii-Sünni çatışmasına kapı aralayacağını ve işgalci İsrail’e karşı direniş cephesinin bitmesine yol açacağını öngörüyor.
Şeyh Tufeyli kimdir?
Lübnan merkezli Hizbullah örgütünün kurucularından ve birinci genel sekreteri olan Şii din alimi Pir Tufeyli, 1988’de İsrail ve ABD tarafından gerçekleştirildiğinden şüphelenilen bir suikast teşebbüsünden kurtuldu.
Tufeyli, 1992’de Hizbullah’ın Lübnan genel seçimlerinde yer almasıyla ilgili bir tartışma sonunda örgütle yollarını ayırma kararı aldı.