Eyalet meclis üyelerinin geçen ay kabul ettiği tasarı eyaletin Demokrat Valisi Jay Inslee tarafından imzalanarak maddeleşti.
Bu usul bilhassa cesetleri yakma idaresine kıyasla daha çevreci bir alternatif olarak görülüyor.
Bu yolun destekçilerine nazaran, ‘insan gübreleme’ mezar yeri zahmeti yaşanan bölgeler için de pratik bir seçenek olabilir.
Gübreleme süreci sonunda elde edilen toprak, hayatını kaybeden kişinin sevdiklerine teslim ediliyor ve bu toprakta bitki yetiştirilebiliyor.
Yöntemin yasalaşması için lobi çalışması yapan ve ‘insan gübreleme’ hizmeti vermek üzere bir şirket kurmuş olan Katrina Spade, bu formülün daha sürdürülebilir olduğunu belirtiyor:
“İnsan vücudunun ‘yeniden kullanımı’ mumyalamaya, gömme ya da yakmaya nazaran daha doğal, inançlı ve sürdürülebilir bir seçenek. Ayrıyeten karbon emisyonu ve arazi kullanımında büyük tasarruf sağlayabilir.”
Seattle’da yaşayan dizayncı ve teşebbüsçü Katrina Spade, 2014’ten bu yana cesetlerin gübreye dönüştürülmesi yollarını araştırıyordu.
NASIL YAPILIYOR?
Spade’in şirketinin uyguladığı formülde cesetler, içi alfalfa (kaba yonca), odun yongası ve saz dolu çelik bir konteynere koyuluyor.
Konteynerin kapağı kapatılarak 30 gün bekleniyor ve ceset bu mühlet içinde doğal yollarla çözünerek sonunda “iki el arabasını” dolduracak ölçüde toprağa dönüşüyor.
Son yıllarda daha çevreci ceset imha teknikleri giderek popülerleşiyor.
Geçen Mart ayında ölen ABD’li aktör Luke Perry’nin de biyolojik olarak çözünebilen bir “mantardan kefenle” gömüldüğü açıklanmıştı.
Mantardan kefenin dizayncısı Jae Rhim Lee, bu formülün cesedin toprakta çözünmesi ya da yakılması sırasında saldığı zehirli unsurların oranını azalttığını söylüyor.
İnsan gübreleme tekniği İsveç’te de yasal.
İngiltere’de ise cesedin tabutsuz ya da tabiatta çözünebilen tabutlarla gömülmesi üzere “doğal imha” prosedürlerine müsaade veriliyor.